BÜYÜK USTALAR

10-) FRANÇOİS-ANDRÉ D. PHİLİDOR (1726-1795)

André_Philidor

Az önce belirttiğimiz gibi satranç kadim bir Doğu oyunu olmasına rağmen bilinen ilk isimleri Batı medeniyetinden çıkmıştır. Bunların ilki de sanırım 17. yüzyılın en büyük satranç oyuncusu kabul edilen Philidor olmuştur. Küçük yaşlarda Fransa kralı 15. Louis’in kilise korosunda şarkı söylemek için saraya giren Philidor satrançla ilk olarak burada karşılaşmıştır. Yıllar geçtikçe hem müzisyenliği hem satrançtaki ustalığı ile nam salan Philidor, Gioacchino Greco’nun kitabında geçen 77 oyunu inceleyerek ilk kez pozisyonel satranç taktiklerini geliştirdi. 1777’de Analyse du jeu des Échecs (Satranç Oyununun Tahlili) kitabını yayınladı ve kendi adıyla anılacak olarak Philidor Savunması’nı geliştirdi. Fransız İhtilâli nedeniyle İngiltere’ye sığınan Philidor burada öldü. Devrimden sonra operaları ve satranç oyunculuğu ile herkesi bildiği bir marka olan Philidor kraliyete yakınlığı nedeniyle ülkesi Fransa’da isminin anılması yasaklanmıştı.

 

9-) HOWARD STAUNTON (1810-1874)

Howard_Staunton

Philidor’dan sonra Avrupa’da satranç bayrağını devralan Howars Staunton aslında ömrünü Shakespear’e adamış bir edebiyat aşığıydı. Kendisine Avrupa ve Amerika’da şöhretini ve döneminin büyük satranç dehası ünvanını kazandıran bir diğer büyük usta Fransız De Saint Amant’ı 21 oyun sonunda yendiği karşılaşma oldu. Adını sadece oyunculuğuyla değil satrancın yaygınlaşması için yaptığı çalışmalarla da tarihe yazdıran Staunton, aynı zamanda bugün kullanılan satranç taşlarının tasarımcısıdır. İngiltere’de 1851’de bir satranç karşılaşmasında rakibi 1 saatten fazla düşünüp sıranın kimde olduğunu unutunca satranç karşılaşmalarında saat kullanma uygulamasını da yine ilk kez Staunton başlatmıştır. Chess Handbook (Satranç Elkitabı) adlı bir de kitap yazan Howard Staunton, Shakespear takıntısı nedeniyle ABD’li satranç ustası Paul Morphy ile maç yapmak istememesiyle de bilinmektedir.

 

8 -) WİLHELM STEİNİTZ (1839-1900)

Wilhelm_Steinitz

 

O dönemlerde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu’na bağlı olan bugünkü Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’ta dünyaya gelen Wilhelm Steinitz; Paul Morphy’nin bir türlü yakasını sağlık problemleri,  Howard Staunton’ın da kariyerine edebiyatta devam etme kararı nedeniyle satranç dünyanında önemli bir noktaya geldi. Giderek sistemli ve prestijli bir oyun olan satranç için ilk örgütler kurulmaya başladığı bu yıllarda Wilhelm Steinitz Amerika’ya göç ederek, William adını aldı. Burada resmen başladığı satranç kariyerinde en zirveye çıkacak resmen dünya satranç şampiyonu olan ilk kişi oldu. Satranç hakkında birçok geleneksel fikri kabul etmeyen Steinitz, Philidor’un taktiklerini beğenmediği için kendi tarzını geliştirdi ve ilk kez satrançta şah’ı savunulacak bir taş olmaktan çıkarıp bir saldırı aracı olarak kullandı. Dünya satranç şampiyonu unvanını Mikhail Ivanovich Chigorin, Siegbert Tarrasch gibi pekçok önemli isim karşısında koruyan Steinitz unvanını, kendisine son kez rakip olarak seçtiği (o dönemlerde şampiyonlara kendi rakibini seçme hakkı veriliyormuş) Emanuel Lasker’e yenilerek devretti. Bunda ilerleyen yaşının da büyük rolü olduğu söyleyenler yanılmadı çünkü  6 yıl sonra öldü.

 

7-) EMANUEL LASKER (1868-1941)

e_lasker

 

Satrancın filozofu olarak bilinen Emanuel Lasker Polonya’da doğmuş bir Yahudiydi. Başarılı bir matematikçi ve felsefeci olması satrançtaki başarısının anahtarıydı. Satrancı iki beynin psikolojik harbi olarak gören Lasker bir savaş olarak gördüğü bu oyunda 27 yıl boyunca hiç yenilmedi ve dünya satranç şampiyonu unvanını elinde en uzun süre tutan isim oldu. 1933 yılında Naziler yüzünden uzun yıllar yaşadığı Almanya’yı terk etmek zorunda kalan Lasker ünlü fizikçi Albert Einstein’ın da çok yakın dostuydu. Lasker Einstein için “birlikte satranç oynamaktan en keyif aldığım insan” demiştir. Birçok başarılı turnuvanın ardından 1921’te Kübalı José Raúl Capablanca’ya yenilerek dünya satranç şampiyonu unvanını devretmiştir. 11 Ocak 1941’de de son yıllarını geçirmek için gittiği New York’ta hayatını kaybettmiştir.

6-) JOSÉ RAÚL CAPABLANCA (1988-1942)

capablanca

Bir başka satranç efsanesi olan Havana doğumlu Capablanca 20’li yaşlarından itibaren uluslar arası turnuvalarda boy göstermeye başlamış ve çok geçmeden de zirveye kadar yükselmiştir. Satranç dünyanındaki asıl şöhretini aynı anda birçok kişiyle maç yaptığı satranç gösteriyle kazanmıştır. 1922 yılında simultane olarak 103 oyuncuyla yaptığı satranç karşılaşması bu alanda bir rekordu. Gösterişsiz oyun stiliyle rakibini delirtecek kadar sabırlı bir stratejist olan Capablanca bu özelliklerinden dolayı “Satrancın Mozart’ı” ve makine olarak adlandırılmıştır. 1921’de Lasker’i yenerek kazandığı dünya şampiyonluğunu 1927 yılında Aleksandr Alekhine ile yaptığı 2.5 ay süren bir karşılaşma sonunda kaybederek tüm dünyayı şaşkınlığa uğratmıştır. Bu başarısına kendi bile inanmayan Alekhine, Capablanca’nın rövanç isteğini kabul etmemiştir. Son nefesine kadar satranç oynayan usta satrançcı 1942 yılında Amerika’da bir satranç kulübünde oyun izlerken felç geçirerek öldü.

5-) ALEKSANDR ALEKSANDROVİÇ ALEKHİNE (1892-1946)

Aleksandr Aleksandroviç Alekhine

 

Aleksandr Alekhine Rusya’nın varlıklı ailelerinden birine mensup olarak doğmuş ve satranç oynamayı daha 4 yaşında ağabeyinden öğrenmişti. 16 yaşından itibaren uluslar arası turnuvalara katılmaya başlayan Alekhine 29 yaşına geldiğinde Sovyetler Birliği’nde kendisine rakip olabilecek oyuncu kalmamıştı. 1922’de Londra’da katıldığı bir turnuvada ilk kez Capablanca ile karşılaştı ve yenildi. Bu karşılaşmadan sonra Capablanca’yı takıntı haline getiren Alekhine 1927 yılında Buenos Aires’te yapılan o ünlü karşılaşmada yapacağını yaptı. Maçın 1. ayı dolmak üzereyken Alekhine oldukça farklı bir skorla gerideydi. Kendisine maç hakkındaki düşüncelerini soran gazetecilere “Capablanca’dan 6 oyun almayı hayal etmek zor ama daha zoru onun nasıl benden 6 oyun alcağını hayal etmektir.” dedi. Herkes bu açıklamanın anlamını 2.5 ay süren karşılaşmanın ardından Capablanca’yı farklı mağlup etmesiyle anladı. Böylece Alekhine satrançtta dünyanın bir numarası oldu ve ölene kadar da bu unvanını korudu. Kendisi dünya satranç şampiyonu unvanı ile ölen ilk ve tek satranç ustasıdır. Alekhine ile beraber satrançta Rus ambargosu başladı. İyi bir gelenek yakalan Rus oyuncular uzun yıllar boyunca uluslar arası satranç turnuvalarında çok başarılı sonuçlar alıp birçok dünya şampiyonu çıkardılar.

4-) BOBBY FİSCHER (1943-2008)

bobbyfischer

Satrançtaki Rus ambargosu 1960’larda zirveye çıktığında bu Amerikalı uçarı gencin bu gidişatı tersine çevireceğine kimse inanamazdı. 14 yaşında Amerika’nın en büyük satranç ustası olan Bobby Fischer oyun tarzıyla olduğu kadar ilginç hayat öyküsü ve sivri açıklamalarıyla da satranç dünyasındaki en ilginç figürlerden biriydi. 1958’de daha yaşı 15 iken satrançtaki en yüksek rütbe olan “büyük usta” unvanı alarak bu başarıya erişebilen en genç isim oldu. 1972 yılında Rus şampiyon Boris Spassky’i yenerek 35 yıl süren Sovyet egemenliğine son verdi ve Amerika’nın yetiştirdiği ilk ve tek satranç şampiyonu oldu. 1975’te satranç federasyonu FIDE’nin koşullarını beğenmediği için Anatoly Karpov ile karşılaşmayı reddetti. Bu nedenle unvanı maç yapmadan haksız bir şekilde elinden alındı. Bunun üzerine 20 yıl sürecek bir inzivaya çekilen Fischer hayatının son 15-20 yılını skandal denilebilecek çılgınlıklarla geçirdi. 1992’de BM’in ambargo uyguladığı Yugoslavya’ya maç yapmak için kaçak girmeye çalışırken yakalanan Fischer, Amerika tarafından kanun kaçağı ilan edildi. Bu yıllarda Anti Amerika ve Anti Yahudi söylemleriyle şimşekleri iyice üzerine çekti. Uzun yıllar Japonya, Macaristan ve Filipinler’de bir kaçak hayatı yaşadı ve sonunda Japonya’da bir havaalanında yakalandı. Vatandaşlıktan çıkarılınca gidip İzlanda pasaportu aldı ve orada yaşamaya başladı. Başına gelenleri Yahudilerin komplosu olarak gören Fischer 11 Eylül saldırılarını da sevinçle karşılayarak “yıllardır Filistin’de öldürülen insanların intikamı alınmış” oldu dedi. Modern tıbba inanmadığı için tedavi olmayı kabul etmeyen Bobbu Fischer 64 yaşında böbrek yetmezliğinden hayatını kaybetti. Kendisinden geriye “Dünyanın en iyi kadın satranç oyuncusunu getirin, bir at eksik oynarım.” sözü ve Fischer Humması denilen çılgın oyun stili kaldı. Hiç tanımadığı babasının aslında bir KGB ajanı olduğu, Amerikan hükümetinin kendisinin peşini bu nedenle hiç bırakmadığı iddialarına girmiyoruz bile.

3-) ANATOLY KARPOV (1951- )

karpov

 

1951 yılında Sovyetlerin Ural bölgesinde bulunan Zlatoust kentinde dünyaya gelen Karpov satranca 4 yaşında başladı. 11 yaşında  bir başka büyük Rus satranç ustası olan Mikhail Botvinnik’in satranç okuluna başvurduğunda, üç dünya şampiyonluğu bulunan Botvinnik Karpov için “Bu çocuğu satranç hakkında hiçbir şey bilmiyor, bu işte bir geleceği yok.” demiştir.  Bunun üzerine bir mektupla satranç startejisini Botvinnik’e anlatan Karpov onun himayesini almayı başarmış ve karşılığını da 16 yaşında Sovyetlerin en genç satranç ustası olarak vermiştir. (Bu alanda eski rekor Fischer’ın yendiği Boris Spassky’e aitti.)  1975 yılında Bobby Fischer’ın kendisiyle oynamayı reddetmesi üzerine dünya şampiyonu ilan edildiğinde satrancı az biraz bilen herkes Karpov’da bundan çok daha fazlası olduğunu biliyordu. Nitekim öyle de oldu ve tüm zamanların en büyük satranç ustalarından biri olarak gösterilen Anatoli Karpov 1975-1985 arasında dünya satranç şampiyonu unvanını korumayı başarmıştır. Rus ekolünden gelmiş olsa da Karpov’un oyun tarzı idolüm dediği José Raúl Capablanca’dan oldukça etkilenmiştir. Sağlam savunması, ince hamleleriyle rakibini hissettirmeden kuşatma altına alması bilinen en büyük özelliğidir. Karpov bu oyun tarzı nedeniyle otoriteler tarafından satranç tahtasının “Boa Yılanı” olarak adlandırılmıştır.

2-) GARRY KASPAROV (1963- )

Deep-Blue-vs-Kasparov-300x222

Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de dünyaya gelen Kasparov’un babası Rus bir Yahudi iken annesi Ermeni bir Hristiyandı. 7 yaşında babası ölünde annesinin soyadını (Gasparyan) Ruslaştırarak kullanmaya başladı. Kasparov da halefi Karpov gibi Mikhail Botvinnik’in satranç okulunda eğitim aldı. Uluslar arası turnuvalarda hızla yükselen genç Kasparov yavaş yavaş kendi efsanesini yaratmaya başladı. 1985 yılında Anatoly Karpov’u yenerek dünya satranç şampiyonu oldu. Satranç federasyonu FIDE’nin puanlama sistemi olan ELO’da 2851 puanla gelmiş gelmiş en yüksek skoru elde etti. Ünlü bilgisayar firması IBM’in saniyede 3 milyon hamle hesaplayabilen satranç bilgisayarı Deep  Blue ile 1996’da yaptığı karşılaşmayı kazanınca dünya çapında herkesçe tanındı. IBM firması bilgisayarı daha da geliştirerek bir rövanş maçı istedi. Kasparov bu rövanş karşılaşmasında şaibeli olarak yenildi. Çünkü böylece ilk kez bir bilgisayar bir dünya şampiyonunu yenmiş oldu. IBM firması bu kirli başarısının ardından bilgisayarı geliştirmeyi durdurdu ve Deep Blue projesi rafa kalktı. 2000 yılında dünya şampiyonu unvanını kendi öğrencisi Vladimir Kramnik’e kaybetmiştir. 2005 yılında da aktif satrancı bıraktığını açıklayan Kasparov aktivist bir siyasetçi olarak sivil-toplum eylemlerine destek vermektedir.

1-) VİSWANATHAN ANAND (1969- )

Viswanathan-Anand

 

Viswanathan Anand 1969 yılında Hindistan’ın Tamil Nadu (Madras) eyaletinin Mayiladuthurai kasabasında dünyaya geldi. Hâli vakti yerinde bir ailenin mensubu olarak Hindistan’ın Chennai kentinde büyüyen Anand satranç oynamayı annesinden öğrendi. Küçükken televizyondaki bir bulmaca programından etkilenerek profesyonel olarak satranca yöneldi. Kısa sürede Hindistan’ın en büyük satranç oyuncusu haline geldi. 14 yaşında katıldığı ulusal turnuvada rakiplerine hiç puan vermeden 1. oldu. 15. yaşında Hindistan’ın en genç uluslar arası satranç ustası unvanını kazandı. 1988’de yani 19 yaşında Hindistan’ın ‘büyük usta’ seviyesine ulaşan ilk satranç oyuncusu oldu. Nitekim Anand ya da annesinin deyimin Wishy dünya satranç şampiyonluğunu satrancın doğduğu topraklara geri getirmeye kararlıydı. 2000 yılında nihayet bunu başardı, Tahran’da düzenlenen turnuvada Alexei Shirov’u yenerek Hindistan’ın ilk şampiyonu olan satranç oyuncusu oldu. Bu başarısını 2007, 2008, 2010 ve 2012’de de sürdürerek 5 kez dünya şampiyonu oldu. 2013 yılı itibariyle hâla kendisini yenebilen çıkmadı. FIDE sıralamasında 2800 puan barajını aşarak gözünü Kasparov’un rekoruna dikmiş durumda.  Ayrıca 2010 yılında Ahmedabad’ta 20,486 kişiyle aynı anda satranç oynayarak dünya simultane satranç oynama rekorunu da elinde bulundurmaktadır. Satrançta görülmemiş derecede hızlı ve saldırgan oyun stili nedeniyle ülkesinde Madras Kaplanı olarak anılan Viswanathan Anand günümüzün yaşayan satranç efsanesidir.